3 Mart 2019 Pazar

Gökyüzüne Kavuşmak 2 - Hayaller

Yeniden selam,

Bundan yaklaşık bir yıl önce çok fazla yapmak istediğim bir şeyi gerçekleştirdim. Bu yazımda bundan bahsetmek istiyorum.

Bir şekilde bir şeyler için plan yapmayı bu sefer becermiştim ve uçak biletimi kuşkusuz aldım. Uçuş gününe kadar zaman nasıl geçer hiç bilmiyordum ve çok sabırsızdım. Rotamda İstanbul'u keşfetmek vardı ve 14 Mayıs gecesi gökyüzüne bir kez daha kavuştum. Uçağa ikinci kez binişim olacaktı bu ki ben hala çok heyecanlıydım. Hem İstanbul'a ulaşmak hemde bunu uçak ile gerçekleştirmek benim için mükemmeldi.

İstanbul'a ilk adım attığım an o kalabalığı görmem sanki büyük bir kargaşanın ortasındaymış gibi hissetmeme sebep olsa da Sabiha Gökçen'den karşıya motorla geçmek beni oldukça rahatlattı. Motor üzerindeyken hayat gerçekten çok kısa ve oldukça hızlı. Boğaziçi Köprüsünün o esintisini motorda hissetmek ayrı bir güzellik.

İstanbul'da bir çok semti gezdim benim için iyi ve kötü yanlarından bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu koca kente gerçekten aşık olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Tüm sokakları saatlerce yürümek için o kadar güzel ki her sokak ayrı bir tat bırakıyor. Galata Kulesine doğru iniyorsun önünde ki şahesere hayran kalmana fırsat kalmadan dar sokaklarda yeniden kayboluyorsun. Beşiktaş'tan bindiğin bir vapur seni o serin sulardan istediğin yere götürebiliyor. Bir yere ulaşma fikrinden çok sadece vapurda olabilmek bile benim için mükemmel. İstanbul ve gördüğüm yerler hakkında bir çok şey söyleyebilir sayfalarca bunu anlatabilirim gerçekten ama çok uzatmaktan yana değilim.

Bu seyahatimde benim için özel olan bir kaç şeyden bahsetmek isterim. Öncelikle bir Fenerbahçe taraftarı olarak Kadıköy'de ki o atmosfere hayran kaldım. Bir maç günü üzerimde forma ile Kadıköy sokaklarında gezmek gerçekten çok güzel bir histi. Stadyum turu etkinliği ile renklerine gönül verdiğim takımın stadını gezme fırsatı buldum ve her anı benim için ayrı güzeldi. Tüm bunların yanında bir başka benim için özel olan olay ise vapura binip Heybeli Adaya gitmek oldu. Adanın atmosferi o kadar ruhuma uygun ki beni orada bırakmaları gerekirdi.

Şu yaşadığım hayata yeni bir şehir katabilmek, olabildiğince yürümek ve sokaklarda kaybolmak yeni bir yolculuğa çıkabilmek benim için gerçekten ödül. Anlatmak istediğim bir çok şey var tabi ki İstanbul ile ilgili bunları yeni yazılarımda gene kaleme alacağım. Bu yazımı sonlandırırken ne zaman bir şeylerden kaçsam kendimi yollarda bulduğumu gördüm. Kaçmanın çözüm olmadığını o kadar iyi bilmeme rağmen yola düşmekten de kendimi alı koyamadım. Her şehrin bir hikayesi olduğunu biliyorum ve her bir yolculuğunda bana bir çok şey katacağını. Sende imkanın oldukça ne zaman sıkılırsan kaç kentinden. Yeni bir kentin ışıkları seni selamlarken sende o şehre kucak aç ve bir nebze mutluluğu yakala.

Senin için buraya bir kaç fotoğraf bırakacağım.

Havadan İstanbul 


Eminönü


Üsküdar İskele


Heybeliada

Stadyum-1


Stadyum-2


Yolcuğu gerçekleştirdiğim güzellik 

28 Şubat 2019 Perşembe

Gökyüzüne Kavuşmak 1 - İlk Yolculuk.

Merhaba sevgili okur, sen hiç gökyüzüne kavuştun mu?

Bunu deneyimlemek bana bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce acıyla karışık tatlı bir şekilde olmuştu. İlk uçak ile seyahatimi Adana'dan Trabzon'a yapmıştım. İlk kez uçağa binecek olmak benim için çok farklı bir duyguydu çünkü ilkler her zaman heyecan verici olur. Açık söylemem gerekirse yüksekten korktuğum için uçağa binme fikri bana çok fazla korkutucu geliyordu. Bilirsin bir saat yerden on kilometre yukarıda olmak biraz endişe verici. Her neyse ilk deneyimim benim için hiç fena geçmemişti. İnternet ile aram iyi olduğu için online check in işlemlerimi yapmış uçak henüz harekete geçmeden bir saat önce hava alanında olmuştum. Tüm prosedürleri tamamlayıp uçaktaki koltuğuma oturduğum zaman kalbim çok farklı bir ritimde çarpıyordu. Pistin başına gelip bir anda hızlanıp tekerlerin yerden kesilmesini izlerken içinde bulunduğum ruh halini anlatmam keşke mümkün olsaydı. Sonrası iyilik güzellik zaten. Gökyüzü ile buluştuğunuz o an sanki insanlar, binalar, ağaçlar kısacası tüm nesnelerin dışında sadece bulutlarlasınız. Bu o kadar güzel ve tarifsiz bir his ki bunu yaşamak için bile uçağa binilebilir. Aradan 50 dakika kadar zaman geçmiş iniş anonsları yapılmış Trabzon semalarında piste doğru yaklaşıyorduk. Deniz kısmından piste yanaştığımız için insanın içini bir ürperti kaplıyor. Hele ki piste biraz sert inince o korku hissi içini çok güzel bir şekilde kaplıyor ki sonrasında bir anons ile kendine geliyorsun ve gökyüzüne veda edip bir yolculuğu bitiriyorsun.

İlk deneyimimden bana kalan bazı şeylerden bahsetmek istiyorum. Uçak zaman yönünden gerçekten büyük bir tasarruf. Gitmek istediğiniz yere günümüz şartlarında en kısa ulaşım yollarından biri kabul edilebilir. Bunun yanında uçağa binmeden önce hepiniz gibi bende bir çok yazı okuyup video izledim. Siz ne kadar manyaksınız bilemem ama ben direk en büyük uçak kazalarını inceleyerek başlamıştım bu araştırmaya. Yani uçağa bindiğimde kafamın içindekileri siz düşünün. Tabi ki böyle bir şey olmadı ama insan düşünmeden edemiyor işte. İçiniz biraz daha rahat etsin diye söylemek isterim ki en güvenli ulaşım yolu diyebiliriz bu yolculuklar için. Korkmanızı endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok. Kendinizi sadece bu özgürlüğe bırakın inanın bulutlar size çok iyi gelecek..